Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Öyküleme; yaşanan, görülen duyulan ya da tasarlanan olayların anlatılması demektir.
Öykülemenin, günlük yaşantımızdaki yeri büyüktür.Konuşmada olsun, yazmada olsun, öykülemeye sık sık başvururuz.
Öyküleme, üç temel öğeden oluşur.Bunlar; olay, kişiler, yer ve zaman’dır.
Bu öğeler aşağıdaki bölümlerde geçer:
a - ) Serim (Giriş) : Anlatılacak olayın ortaya konulduğu bölümdür.Yazar, okuyucuya, neyi anlatıcağını bu bölümde sezdirir.Gerekirse, öyküyü yönlendirecek öğelerden kimileri (kişilerin tanıtılması, olay zamanının belirtilmesi vb. ) de bu bölümde sergilenebilinir.Düğüm ve giderek çözüm, bu bölüm üzerine kurulur.Düğüm bölümüne göre kısa olur.
b - ) Düğüm (Gelişme) : Bu bölümde, serimde ortaya konan olay açılır, geliştirilir.Olayın gelişmesine koşutolarak okuyucunun merakı da artar, yoğunlaşır.Okuyucu, sonucun ne olacağı üzerinde düşünmeye başlar.İşte, okuyucuyu meraklandıran, belli bir gerilime ulaştıran bu bölüme düğüm diyoruz.Düğüm, öykünün en geniş bölümüdür.
c - ) Çözüm (Sonuç) : Düğüm bölümündeki merakı, gerilimin ortadan kalktığı, olayın sona erdiğin bölümdür.Çözümde, serim gibi kısa olur.
Öyküleme olaya bağlı bir anlatım biçimidir. Bu anlatım tekniğinde olay bir akış içerisinde anlatılır.
Olay, belli bir yerde ve zaman diliminde kişi ya da kişilerin yaptıklarıdır. Kısaca "Varlıkların hareket halinde anlatılmasına olay denir." biçiminde bir tanım da geliştirilebilir. Öyküleyici anlatım tekniğinde "olay" denilince olağanüstü bir olay olması gerekmez. Olay için gerekli olan öğeler vardır; bunlar yer, zaman, kişi ya da kişilerdir.
Bir parçada öyküleyici anlatımdan söz edilebilmesi için olayların akışından oluşan olay halkası olması gerekir. Olaylar birbirine bağlantılı olarak, birbirini izler biçimde bir dizi halinde anlatılır.
"Bahçe kapısının önünde iki adam kavga eder gibi konuşuyorlardı." şeklindeki bir cümle öyküleme tarzı için yeterli değildir.
"Uzun boylu olanı sağ elini havaya kaldırarak bağırmaya başladı. Karşısındaki adam, kendisinden hiç beklenmeyecek bir çeviklikle bağıran adamı itip yere düşürdü." cümleleri ile paragraf sürdürülürse öyküleme tekniğinden söz edilebilir.
Hatırlarsanız betimlemede "fotoğraftan söz etmiştik. Betimleme, gözlemlenen bir manzaranın bir an içerisinde fotoğrafının çekilip fotoğrafta görülenlerin anlatılmasıydı. Betimleme için anahtar kavram nasıl "fotoğraf" ise, öyküleme için de "kamera"dır. Birbirine bağlı, birbirini izleyen eylemler ancak kamera ile saptanabilir. Kısacası öyküleme tekniğinde eylemlerin devam etmesi, sürmesi (olay halkası) söz konusudur.
Sabahleyin erkenden hazırlanıp evden çıktı. Ağır ağır yürüyerek otobüs durağına geldi. Durağın çok kalabalık olduğunu görünce biraz durup ne yapacağını düşündü. Aniden geriye dönüp istasyona doğru yürümeye başladı. Sanki altmış yaşında değil de on sekiz yaşında bir delikanlı gibi hızlı adımlarla yürüyordu şimdi.
Bu kısa parçada birbirine bağlı eylem dizisi vardır. Burada anlatılanları tek fotoğraf karesine alıp anlatmak mümkün değildir.
"Camın dış tarafında uzun boylu, esmer yüzlü tığ gibi bir delikanlı belirdi. Gölge gibi kaydı, gözlerini çevirip Şeref Bey'in olduğu tarafa şöyle bir baktı. Sonra iki adım ötedeki kapıdan kahveye girdi. Orada biraz durakladı. Gözleri avukatın üzerinde idi. Büyülenmiş gibi ona doğru yürüdü. Muamele memurunun arkasında durdu. Onu camın öte tarafından baktığı andan beri gözleriyle takip eden avukat çoktan ayakta idi. Fakat yüzüne doğru kaldırmaya hazırlandığı dirseğini kullanmaya vakit kalmadan, o sakin delikanlı, kendisinden hiç beklenmeyen bir atiklikle muamele memurunu kenara itti ve Şeref Bey'in suratına "şırak" diye bir tokat indirdi. Sonra geriye döndü, hiçbir şey olmamış gibi dışarı çıktı."(İlhan TARUS)
Parçadaki olay oldukça yalın: Bir genç birine bir tokat patlatıyor. Tokat atma, eylemlerin son halkasını oluşturuyor. Gencin tokat atmadan önce yaptıkları adım adım anlatılıyor ve daha sonra bitiş sahnesi yer alıyor.
Betimleyici anlatım bir fotoğraf karesi gibidir. Durağandır. Paragrafda anlatılanların resmini çizebilirsin bir kağıda. Zaten betimleyici anlatım için sözcüklerle resim çizme sanatı denir. Sıfatlar bolca kullanılır. Bolca benzetme yapılır.
Oysa öyküleyici anlatım bir film karesi gibidir. Durağan değildir. Hareket vardır. Eylemler bolca bulunur. Kısa ya da uzun bir olay vardır. Öyküleme olaya bağlı bir anlatım biçimidir. Varlıkların hareket halinde anlatılmasına olay denir. Olaylar birbirine bağlantılı olarak, birbirini izler biçimde bir dizi halinde anlatılır.
Hatırlarsanız betimlemede "fotoğraftan söz etmiştik. Betimleme, gözlemlenen bir manzaranın bir an içerisinde fotoğrafının çekilip fotoğrafta görülenlerin anlatılmasıydı. Betimleme için anahtar kavram nasıl "fotoğraf" ise, öyküleme için de "kamera"dır. Birbirine bağlı, birbirini izleyen eylemler ancak kamera ile saptanabilir. Kısacası öyküleme tekniğinde eylemlerin devam etmesi, sürmesi (olay halkası) söz konusudur. Betimlemede bu yoktur.
Yirmi yaşından fazla göstermeyen bir genç, çadırın önünde yan yatırılmış el arabasının üstüne oturmuş saz çalıyordu. Fenerin aydınlattığı alnı, ter damlalarıy-la kaplıydı. Sazının sapı, şaşırtıcı bir süratle aşağı yukarı kayan parmaklarının altında bir canlı gibi titriyordu. Tellere vuran sağ eli, küçük fakat kendinden emin hareketler yapıyordu. Gencin eli, sazın gövdesine yaklaştıkça insan, saz ile el arasında gizli fakat çok anlamlı bir konuşma olduğunu sanıyordu.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Betimleme B) Tartışma C) Açıklama
D) Öyküleme E) Karşılaştırma(1995/ÖYS)
ÇÖZÜM:
Betimleme ile öykülemenin farkının en iyi ortaya konduğu bir soru karşısındayız. Parçanın daha ilk cümlesi bir olay anlatımı ile başlıyor. Ancak paragrafın sonraki cümlelerinde bu olayı sürdüren başka bir olay yok. Yani öyküleme için gerekli olan bir olay akışı ya da olay halkası yer almıyor. Bir genç saz çalıyor. İlk cümleden sonraki cümlelerden gencin saz çalışı ve saz çalan genç adam ayrıntılı biçimde betimleniyor. "Elinin hareketleri, alnının ter damlalarıyla kaplı olması" betimlemeye ilişkin ayrıntılardır. Bu parçanın anlatımında betimleme tekniği ağır basmaktadır. (Cevap A)
Tarih: 2016-03-02 01:56:13 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Öyküleme Nedir
Tahkiye
Benzer Kelimeler
öykülemekÖyküleme Nasıl Yazılır?
Öyküleme; yaşanan, görülen duyulan ya da tasarlanan olayların anlatılması demektir.
Öykülemenin, günlük yaşantımızdaki yeri büyüktür.Konuşmada olsun, yazmada olsun, öykülemeye sık sık başvururuz.
Öykülemenin Öğeleri
Öyküleme, üç temel öğeden oluşur.Bunlar; olay, kişiler, yer ve zaman’dır.
Bu öğeler aşağıdaki bölümlerde geçer:
a - ) Serim (Giriş) : Anlatılacak olayın ortaya konulduğu bölümdür.Yazar, okuyucuya, neyi anlatıcağını bu bölümde sezdirir.Gerekirse, öyküyü yönlendirecek öğelerden kimileri (kişilerin tanıtılması, olay zamanının belirtilmesi vb. ) de bu bölümde sergilenebilinir.Düğüm ve giderek çözüm, bu bölüm üzerine kurulur.Düğüm bölümüne göre kısa olur.
b - ) Düğüm (Gelişme) : Bu bölümde, serimde ortaya konan olay açılır, geliştirilir.Olayın gelişmesine koşutolarak okuyucunun merakı da artar, yoğunlaşır.Okuyucu, sonucun ne olacağı üzerinde düşünmeye başlar.İşte, okuyucuyu meraklandıran, belli bir gerilime ulaştıran bu bölüme düğüm diyoruz.Düğüm, öykünün en geniş bölümüdür.
c - ) Çözüm (Sonuç) : Düğüm bölümündeki merakı, gerilimin ortadan kalktığı, olayın sona erdiğin bölümdür.Çözümde, serim gibi kısa olur.
Öyküleme Nedir
Öyküleme olaya bağlı bir anlatım biçimidir. Bu anlatım tekniğinde olay bir akış içerisinde anlatılır.
Olay, belli bir yerde ve zaman diliminde kişi ya da kişilerin yaptıklarıdır. Kısaca "Varlıkların hareket halinde anlatılmasına olay denir." biçiminde bir tanım da geliştirilebilir. Öyküleyici anlatım tekniğinde "olay" denilince olağanüstü bir olay olması gerekmez. Olay için gerekli olan öğeler vardır; bunlar yer, zaman, kişi ya da kişilerdir.
Bir parçada öyküleyici anlatımdan söz edilebilmesi için olayların akışından oluşan olay halkası olması gerekir. Olaylar birbirine bağlantılı olarak, birbirini izler biçimde bir dizi halinde anlatılır.
"Bahçe kapısının önünde iki adam kavga eder gibi konuşuyorlardı." şeklindeki bir cümle öyküleme tarzı için yeterli değildir.
"Uzun boylu olanı sağ elini havaya kaldırarak bağırmaya başladı. Karşısındaki adam, kendisinden hiç beklenmeyecek bir çeviklikle bağıran adamı itip yere düşürdü." cümleleri ile paragraf sürdürülürse öyküleme tekniğinden söz edilebilir.
Hatırlarsanız betimlemede "fotoğraftan söz etmiştik. Betimleme, gözlemlenen bir manzaranın bir an içerisinde fotoğrafının çekilip fotoğrafta görülenlerin anlatılmasıydı. Betimleme için anahtar kavram nasıl "fotoğraf" ise, öyküleme için de "kamera"dır. Birbirine bağlı, birbirini izleyen eylemler ancak kamera ile saptanabilir. Kısacası öyküleme tekniğinde eylemlerin devam etmesi, sürmesi (olay halkası) söz konusudur.
Sabahleyin erkenden hazırlanıp evden çıktı. Ağır ağır yürüyerek otobüs durağına geldi. Durağın çok kalabalık olduğunu görünce biraz durup ne yapacağını düşündü. Aniden geriye dönüp istasyona doğru yürümeye başladı. Sanki altmış yaşında değil de on sekiz yaşında bir delikanlı gibi hızlı adımlarla yürüyordu şimdi.
Bu kısa parçada birbirine bağlı eylem dizisi vardır. Burada anlatılanları tek fotoğraf karesine alıp anlatmak mümkün değildir.
"Camın dış tarafında uzun boylu, esmer yüzlü tığ gibi bir delikanlı belirdi. Gölge gibi kaydı, gözlerini çevirip Şeref Bey'in olduğu tarafa şöyle bir baktı. Sonra iki adım ötedeki kapıdan kahveye girdi. Orada biraz durakladı. Gözleri avukatın üzerinde idi. Büyülenmiş gibi ona doğru yürüdü. Muamele memurunun arkasında durdu. Onu camın öte tarafından baktığı andan beri gözleriyle takip eden avukat çoktan ayakta idi. Fakat yüzüne doğru kaldırmaya hazırlandığı dirseğini kullanmaya vakit kalmadan, o sakin delikanlı, kendisinden hiç beklenmeyen bir atiklikle muamele memurunu kenara itti ve Şeref Bey'in suratına "şırak" diye bir tokat indirdi. Sonra geriye döndü, hiçbir şey olmamış gibi dışarı çıktı."(İlhan TARUS)
Parçadaki olay oldukça yalın: Bir genç birine bir tokat patlatıyor. Tokat atma, eylemlerin son halkasını oluşturuyor. Gencin tokat atmadan önce yaptıkları adım adım anlatılıyor ve daha sonra bitiş sahnesi yer alıyor.
Öyküleme ile Betimleme Arasındaki Fark
Betimleyici anlatım bir fotoğraf karesi gibidir. Durağandır. Paragrafda anlatılanların resmini çizebilirsin bir kağıda. Zaten betimleyici anlatım için sözcüklerle resim çizme sanatı denir. Sıfatlar bolca kullanılır. Bolca benzetme yapılır.
Oysa öyküleyici anlatım bir film karesi gibidir. Durağan değildir. Hareket vardır. Eylemler bolca bulunur. Kısa ya da uzun bir olay vardır. Öyküleme olaya bağlı bir anlatım biçimidir. Varlıkların hareket halinde anlatılmasına olay denir. Olaylar birbirine bağlantılı olarak, birbirini izler biçimde bir dizi halinde anlatılır.
Hatırlarsanız betimlemede "fotoğraftan söz etmiştik. Betimleme, gözlemlenen bir manzaranın bir an içerisinde fotoğrafının çekilip fotoğrafta görülenlerin anlatılmasıydı. Betimleme için anahtar kavram nasıl "fotoğraf" ise, öyküleme için de "kamera"dır. Birbirine bağlı, birbirini izleyen eylemler ancak kamera ile saptanabilir. Kısacası öyküleme tekniğinde eylemlerin devam etmesi, sürmesi (olay halkası) söz konusudur. Betimlemede bu yoktur.
Öyküleme ve betimleme arasındaki farka örnek soru
Yirmi yaşından fazla göstermeyen bir genç, çadırın önünde yan yatırılmış el arabasının üstüne oturmuş saz çalıyordu. Fenerin aydınlattığı alnı, ter damlalarıy-la kaplıydı. Sazının sapı, şaşırtıcı bir süratle aşağı yukarı kayan parmaklarının altında bir canlı gibi titriyordu. Tellere vuran sağ eli, küçük fakat kendinden emin hareketler yapıyordu. Gencin eli, sazın gövdesine yaklaştıkça insan, saz ile el arasında gizli fakat çok anlamlı bir konuşma olduğunu sanıyordu.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Betimleme B) Tartışma C) Açıklama
D) Öyküleme E) Karşılaştırma(1995/ÖYS)
ÇÖZÜM:
Betimleme ile öykülemenin farkının en iyi ortaya konduğu bir soru karşısındayız. Parçanın daha ilk cümlesi bir olay anlatımı ile başlıyor. Ancak paragrafın sonraki cümlelerinde bu olayı sürdüren başka bir olay yok. Yani öyküleme için gerekli olan bir olay akışı ya da olay halkası yer almıyor. Bir genç saz çalıyor. İlk cümleden sonraki cümlelerden gencin saz çalışı ve saz çalan genç adam ayrıntılı biçimde betimleniyor. "Elinin hareketleri, alnının ter damlalarıyla kaplı olması" betimlemeye ilişkin ayrıntılardır. Bu parçanın anlatımında betimleme tekniği ağır basmaktadır. (Cevap A)
Tarih: 2016-03-02 01:56:13 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx